Insidious: Chapter 2 (2013)

Insidious'un ilk filmine olan hayranlığımı şuradaki postumda dile getirmiş, bol bol övmüş, yüksek puanlar vermiştim. İkincisi gösterime girmeden sadece birkaç ay önce izlemiş bulunmam güzel bir tesadüftü, hiçbir şeyi unutmadım. Zaten daha ilkinin sonunda belli ediyorlardı ardından bir devam filmi getireceklerini. Neyse sadede gelirsek: nasıldı film? İyiydi ya... AMA BU SEFER KORKUDAN AĞLATMADI :/ Tamam yazının geri kalanını okumasan da olur artık.

Bu filmde artık geçen sefer ruhlar aleminden döndürdüğümüz oğlumuz iyi, asayiş berkemal gibi görünüyor. Ama bu kez kızgın şeytani ruh cin peri tayfası ailemizin peşini YİNE bırakmıyor geberesiceler (saçma bir hakaret oldu). Neden olduğunu geçen filmin sonundan az çok tahmin ediyoruz aslında. Hatta genel olarak çok tahmin edilebilir bir senaryo. Özellikle açılış sahnesine değinmeden geçmeyeyim. Babamızın küçüklüğüne, geçmişe gidiyoruz. Şimdiki 'yaşlı' hallerinden tanıdığımız karakterlerin gençliklerini canlandırmaları için buldukları oyuncular nasıl da cuk oturmuş. Muhtemelen oyuncuların kendi gençlik halleri bile bunlar kadar benzemiyordur kendilerine. Ayrıca benim sevdiceğim Rose Byrne var yine, her ne kadar çaresiz anne rolünde pek bir şey yapamıyor olsa da. Babamız Patrick Wilson'ı pek sevmiyorum, seyrek kaşlı, kemikli burunlu, çift çeneli, yandan açılmaya başlamış koca alınlı pek tipik bir Amerikan. Ama bu filmde en önemli karakterdi, performansı hiç de fena değil. Jack Nicholson'ın bir The Shining performansı beklenemez ama olsun. Ryan Reynolds'ın The Amityville Horror'da yaptığı gibi sadece gözlerinden anlattı bazı şeyleri (aka.tırstırdı).
2. bölümü neden ilk film gibi korkudan ağlatıcı sıfatıyla yorumlayamıyorum peki? {Nedenini açıklarken azıcık minicik spoilerlar verebilirim yalnız.} Çünkü bu sefer yaratıklarla fazla haşır neşirler. Bu yaratık olayı bir korku filmi için biraz tehlikelidir, daha önceki yazıda da bahsetmiştim. Söz konusu hayaleti, ölüyü -artık her neyse- ayrıntılarıyla yakından görmek korkutuculuğu önemli oranda azaltıyor. Ha Halloween partilerindeki tiplerden korkuyorsanız başka. Ama bütün ölülerimizde çok bariz makyaj vardı ve bunlar kesinlikle çok başarılı olduğu gibi benim günlük hayata uyarlamak isteyeceğim kadar da karizmatikti (misal yukarıdaki tokatçı öfkeli bağyan). Ölü dediğin gözaltlarına iki far, koyu ruj ve açık renk fondöten (belki bonus olarak kırmızı ya da Marilyn Manson mavisi lens) olmamalı ya. Hatta feyşınıbıl deri kıyafet giymiş birkaç tane şaytani ruh, YOK ARTIK. Ama bizim tanıdık 'iyi' ruhlar gayet insancıl gözüküyor renkli kazaklarıyla her ne hikmetse. He korku filmi yapımcıları, biz de salağız he. Hayattaki (?) tek amacı bize musallat olup ağızlarını açarak, gözlerini belerterek falan korkutmak bu arkadaşların.

Klişe demişken, geçen film de korku filmi klişeleri ile dolu olsa da anlatımı çok daha özgün olduğu için kesinlikle sırıtmıyordu; gerçekçiliği koruyup tırstırmayı başarıyordu. Bu filmde ise ko götüne gitsin mantığıyla en salak klişeleri en salak halleriyle hikayenin içine serpiştirivermişler. James Wan pek uğraşmak istememiş bu sefer anlaşılan -ki kendisinin bu filmden sonra korku türüne ara vermeye karar vermesinden belli bıktığı. Bazı sahneler o kadar çiğ, o kadar ucuz jump-scare'ler ki korkmayı bırak gözlerimi devirmeden edemedim. Eğer çok sevdiğim bir film olmasa kızmaktan çok güleceğim yani. Üstelik paranormal türünü bırakıp gerilim türüne de el atmışlar bu sefer. Kaçmalı kovalamalı bi aksiyonlar bişeyler falan. Sevenleri için artı, benim için eksi bir özellik.

Her şeye rağmen beğenmediğim bir filme göre ne kadar az sövdüğümü farketmişsinizdir ama. Çünkü beğendim ve şimdi de biraz öveceğim. Her ne kadar klişeler havada uçuşsa da filmin HAVASI ürkütücü kardeşim ya. Karanlığı, kasveti çok iyi kullanıyor diyorum ya hep, bu insanlar güneşli havayı, vintagelı retrolu şirin, çiçekli duvar kağıtlı Amerikan evlerini nasıl yaptılarsa ürkütücü göstermeyi becermişler ya pes. Bu yüzden James Wan ve ekibinin önünde eğilmek isterim. Ha tabii hastane, terkedilmiş ev, malum öbür taraf insanı yumuşak sinema koltuğunda değil de diken üstünde otururmuş gibi hissettiriyor zaten, o ayrı. Özellikle sisli misli diğer boyutun hastasıyım. Bana o boyuttan ne gösterseler tırsacağım, istediği kadar saçma olsun. Astral seyahat falan ilgim vardı ama çekiniyordum, bu filmle hiç bulaşmayıp hayatımı normal ve huzurlu yaşamaya karar verdim.

Yazıyı kısa tutacağımı sanıyordum ama her zamanki gibi yanılmışım. Biraz da hikayeden bahsedeceğim. Geçen filmin sonunu devamı gelecek gibi ayarladıkları için senaryonun en baştan hazır olduğunu, 2. filmde olacaklar bilinerek 1. filmin yazıldığını düşünmüştüm. Kendilerince bazı şeyleri açıklığa kavuşturmuşlar, hatta 1. filme geri dönüp bana göre pek de soru sormadığımız sahneleri cevaplandırmışlar. Açıkçası mantıksal örgüye dikkat etmedim. Bir şeyler oldu, olmasaydı olurdu, başka türlü de olabilirdi, "haaaea bu böyle miymiş, işte şimdi aydınlandım?" dedirtmedi. Yani senaryosu en baştan beri belli idiyse vasat, 1. filmden sonra yazılmaya başlandıysa iyi olmuş. Ayrıca yeni bir film olacak mı olmayacak mı sorusu sonuna kadar kafamızda olduğu için SPOILER uyarısı vereyim de heyecanı bozulmasın. Valla bu ailenin hikayesini artık bitirmeleri çok güzel olmuş, ticari amaçlarla uzatsalar hepten batıracaklardı. Yeter artık huzur verin şunlara be! Yeni filmde yeni karakterler olacağını varsayıyorum, bizimkilerle ilişiği kesilmiştir herhalde (umarım). Eğer James Wan yönetmezse izlemeyi düşünmem.
İlk filmi kadar başarılı bulmasam da yine de izlemesi keyifli (bir korku filmini izlerken ne kadar keyifli olunabilirse artık) bir film yapmışlar, bu da bir şeydir. Görsel açıdan tatmin ettiği gibi, kasveti ve ürkütücü atmosferi her zamanki gibi başarılı. Sisli puslu öteki dünyada gezinelim gerisini boşverelim biz ya. Hatta The Conjuring'i de izleyeyim artık ben, evet.
Bu arada fonunda rahatsız edici şeytani müziği ve şeytani kıvrımlı kırmızı fontuyla yeni "Insidious" şeysi çok güzel olmamış mı? <3 <3 <3

Puanlamadan olmaz!

Konsept: 7
Hikaye: 5
Anlatım: 7
Karakterler: 6
Görsellik: 8

Genel: 7.22

Yorumlar

  1. The conjuring'i izle. Allahın cezasıfilm ağlaya ağlaya izledim onu. Ölmcüldü. Insidious 2 ye daha gitmedim gitmesem de olurmuş sanki. Peh
    Mihriban ben bu arada

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapma ya:/ İzleyeceğim ama bir başka güzel filmi de deneyimlemek için Insidious'un üzerinden zaman geçsin diye bekliyorum, hemen tüketmeyeyim kıyamadım asfjklfdkj. Bu arada 2'yi eleştirdiğime bakma sen, ortalama Indious seven bir insan bunu da sever diye tahmin ediyorum bkz ben sevdim her şeye rağmen.

      Sil

Yorum Gönder