Skip Beat Bölüm 236

Skip Beat'in Mayıs'ta yayınlanan 236. bölümü o heyecandan bir dahaki ayı zor ettiğim, cliffhangerlarla okuyucularına eziyet eden bir bölüm değil. Bir geçiş bölümü. Normalde arc'ların tepe noktasında, gelişme kısımlarında yazmayı sevsem de uzun süreli sessizliğimi bu pek özelliksiz geçiş bölümü bozdu, evet. Animelerden alıştığımız "filler" kapasitesine sahip olmasına rağmen uzun süredir beklediğimiz şeylerin habercisi olduğu için bölümü bitirdiğimde heyecandan yerimde duramadım. Ne zamandır böyle fangirl gibi hissetmiyordum, en azından bir manga için.

Bu mangayı yaklaşık 8 yıldır takip ediyorum. Kimi zaman her bölümünü bekledim, çevirilerini okudum, tüm yorumları sindirdim. Ama birkaç senedir işler biraz karıştı ve spoiler önizlemeleriyle yetindim. İlgilenmediğimden değil de, her bölüm yayınlandığında hikayenin içine giremeyecek kadar yetersiz ve uzatılmış buldum daha çok. SB kesinlikle hikayenin derinlemesine inilmesi gereken mangalardan olduğu için arc'lar bittiğinde en baştan kesintisiz okursan mis gibi oluyor valla. İşte o zaman mangaka'nın ne kadar uzattığını umursamıyorsun, kurgunun içine girebiliyorsun. 236. bölüm uzun zamandır Kyouko'nun yaşadığı problemlere geçici bir perde indiriyor. Bir dönem kapanmış gibi sanki. O yüzden kaçırdığım tüm arc'ları okumaktansa mangayı 5. kez mi, artık kaçıncı kezse en baştan okumaya karar verdim. Benim gibi zevkleri sık sık değişen, takıntılarını kısa vadede tüketen biri için bu manganın yıllar sonra bile hala favorim olması, hatta her okuduğumda başka güzel yanlarını farkedip daha da bağlanmam çok şey bir his. Şey. Hmm, hangi sıfatı kullansam bilemedim ama sen anladın bence.

Yeterince övdüysem bölüm yorumlarına geçme vakti. Bu bir geçiş bölümü olduğu için tek başına ele almam imkansız, son birkaç olayla birlikte mangayı tekrar bir gözden geçireyim madem. Gerçekten çok konuşasım geldi. Bu kadar uzun postu sadece SB fanlarının okuyacağına emin olduğum için artık spoiler uyarısı vermeme gerek yoktur ha? 

Meğer Guam'daki Kyouko x Kuon karşılaşması sadece Ren'in kendi ruhunun önemli bir parçasını kabullenip sevmesiyle sonuçlanmıyormuş. Aynı zamanda Kyouko'nun annesiyle olan problemleriyle güçlü bir şekilde yüzleşmesini sağladı. Yıllardır Kyouko'ya üvey evlat muamelesi yapan Seana'nın ortaya çıkacağını hiç tahmin etmezdim bu arada. Onu hep çiftimizin romantik flörtleşmeleri belli bir noktaya geldikten sonra, aşılması gereken son engel olarak görüyordum. Gerçi sanıyorum hala da öyle, çünkü tam anlamıyla sonuçlandı sayılmaz. Ama hikayeyi bir de Seana tarafından dinledik. Her ne kadar Kyouko burada tamamen masum olan, haksızlığa uğrayan taraf olsa da annesinin başından geçenlerin hiç kolay olmadığını gördük. Kyouko'nun yarası büyük ama Seana'nınki hiç tamir olamayacak, hayat karartan bir yara gibi geliyor bana. O yüzden "annesi onu neden koşulsuz şartsız sevmedi" diyemiyorum. Bana göre annelik kutsal değil ve her anne de çocuğunu sevmek zorunda değil, tıpkı Kyouko'nun sürekli söylediği gibi. Ama şu anda geldiğimiz noktaya bakarsak Kyouko için hala bir umut var ve onun istediği de sadece bir umut ışığıydı. Annesinin sevgisini kazanmaktan vazgeçmemesi hem Love Me üyesi olarak, hem de karakter gelişimi açısından önemli tabii. Bu pek hassas konular yüzünden yaklaşık 10-15 bölümdür biraz duygusal ve depresif yürüdük. Her ne kadar mutlulukla çözülmese de Kyouko'nun yetişkinliğe 1 adım daha atmasını ve kendinden daha emin bir şekilde hedefine ilerlemesini sağladı.
Ren'le olan ilişkisine gelirsek, orada çok şükür asayiş berkemal demek isterdim ama ı-ıh, çok karışık her zamanki gibi. Şimdilik araları gayet iyi gibi gözükse de benim içimi sıkan bazı şeyler var. Mesela Ren'in Kuon'la ilgili yalanlara batmış olması. Bu durum zararsız, hatta bir noktaya kadar faydalı gibi gözükse de uzun vadede tehlikeli gibi geliyor bana. Çünkü tamamen iyi niyetli bile olsa, yaptığı düpedüz kandırmak. Kyouko eninde sonunda öğrendiğinde ne gibi bir tepki verecek HİÇ tahmin edemiyorum. Ama geleceğe değil bugüne bakalım biraz. Şimdilik Kyouko'nun bir takım romantik hisler beslediği kişi Ren gibi gözüküyor, Kuon'a daha çok kardeşçe yaklaşıyor gibi. Tabii ki ikisinin de aynı insan olmaları gibi bir durum var ama bu adamın maskesi olayı çok değiştiriyor. Kuon'un karanlık yönlerini gördük, Kyouko da buna farketmeden şahit oldu ve Ren'i bu haliyle kabullendi. Ama Kuon sadece bir şiddet içgüdüsünden ibaret değil, aynı zamanda Kyouko'nun hatıralarında olduğu kadar sevimli, nazik, şakacı biri. Guam'da Kyouko'yla ne kadar iyi anlaştıklarını gördük. Şu anda Ren, bir yandan Kyouko'nun ördüğü duvarları Kuon için yıkmasından hoşnut olabilir ama bir yandan da Ren'e karşı 'saygı' seviyesinde bir bağlılığı olduğunu biliyor. Bizse Kyouko'nun birine romantik hisler beslediğini biliyoruz ve bu tam anlamıyla Kuon'a karşı sayılmaz, daha çok ara sıra maskesi düşen Ren'e karşı. Bu yüzden ara sıra Kuon'un sıcakkanlı, içten ve oyuncu yanının da ortaya çıkması hiç fena olmazdı doğrusu.
Forumlarda birisi paylaşınca farkettim. Kyouko zor zamanlarda ona destek olsun diye kendine yadigar topluyor, tam bir Oğlak kadını maşallah. Heel Kardeşler görevinden aldığı 'sonsuz' puan, Prenses Rosa kolyesi ve Kuon'un taşı... Ona destek olan bu eşyaların hepsinin Ren tarafından verilmiş olması çok tatlış bir tesadüf. Neyse şimdilik bu ikisinin ilişkisini daha fazla kurcalamayacağız anlaşılan, çünkü olacağı oldu, geri kalanı artık Kyouko'nun elinde.
Gelelim Shou'ya. Bu adamın adını anmak istemiyorum ama birkaç kelime etmezsem sinirim geçecek gibi değil. Ne zaman hikayeye dahil olup her şeyi mahvetmiş gibi görünse farketmeden bir başka gelişmeye sebep oluyor, burası artık belli. Aynı zamanda Kyouko'yu ne kadar aşağı çekerse çeksin sonuç olarak hep Ren'in yardımı ve desteğiyle toparlanmayı başarabiliyor. Mangayı en baştan tekrar okurken resmen yazarın ikisini karşılaştıralım da Ren'in güzel yanlarını görelim diye koyduğundan şüphelendim. Fazla basite indirgemek gibi olacak ama şöyle genelleyebiliriz sanırım, Shou'nun sevgisi (eğer buna sevgi diyebilirsek) yıkıcı, Ren'in sevgisi ise yapıcı. Nerden bakarsan bak Shou ile Kyouko abusive bir ilişki içinde ve maalesef bunca şeyden sonra pek gelişim yok. Kyouko'nun adresini ailesinden saklamış da, aman efendim aslında ne kadar değer veriyormuş. Böyle bir ilgi kırıntısını Kyouko neden ciddiye alıp teşekkür etme gereği duyuyor anlamadım. Kendi kıçını ilgilendiren başka bir sebepten değilse bile sırf çocukluk arkadaşının hatrına yapıversin bir zahmet. Ayrıca Kyouko'nun kariyerinde yükselmesini içtenlikle istediğini hiç sanmıyorum, öyle olsa ailesinin yanına geri yollamaya çalışmazdı. Şartlar ne olursa olsun, sevdiğin birinin hayatını mahvetmezsin, hayır, bu tatlı bir kıskançlık falan değil. Şu Kyouko'nun verdiği söz canımı ayrıca sıkıyor. Kyouko nefretini kendisine zarar vermeyecek noktaya indirgemesine rağmen Shou zayıf noktasından vurduğunda hala onun onayını alma ihtiyacı hissediyor. Bu yüzden son bölümdeki "seni artık umursamıyorum Shou, sadece kariyerimde çıtayı yükseltmek için bir araçsın" vb laflarını yemedim. Hikayenin sonunda bu adamın akıbeti ne olacak gerçekten çok merak ediyorum ama Kyouko'nun onu affedip sadece çocukluk arkadaşı olarak kalmasını istemiyorum galiba. Süründüğünü görmeyeceksek bile en azından Kyouko bu pisliğin kendisini manipüle etmesine artık izin vermesin, söylediği sözlerden provoke olmasın. "Senin ne düşündüğünün en önemi var vasat herif" deyip çeksin gitsin, kendi hayatıyla ilgili konularda açıklama borcu hissetmesin.

Beni en heyecanlandıran olaydan en başta bahsetmeyi planlamışken nasıl olduysa sona kaldı: Ninja rolü. 8 sene önce bu mangayı okuyup yeni bölümlerini aylık olarak takip etmeye başladıktan kısa bir süre sonra Heel Kardeşler gibi çooook uzun sürecek bir arc önüme çıktı. Galiba yılların Setsu'suna ciddi anlamda elveda diyorum artık. Manga zamanını baz aldığımızda aylar süren Dark Moon'la kıyaslarsak 3-5 haftalık Heel Kardeşler görevi de en az onun kadar, 70-80 bölüm sürdü. Aslında Setsu'yu ara sıra görsek de bu arc biteli çok oluyor. Sorun, yeni ve uzun süreli bir arc'a başlamayışımızdı. Guam ve Seana kendi içinde ayrı hikayeler ama mangada yeni bir başlangıç hissiyatı oluşması için haliyle yeni bir "rol" gerekiyordu. İşte bu açıdan çok heyecanlıyım.

SB'in basıldığı Hana to Yume dergisinde açıklanmış, görünen o ki 20 Haziran'da yayılanacak 237. bölümde yeni karakterler ortaya çıkacak ve bundan sonra Kyouko'nun ninja rolüne odaklanılacak. Birkaç bölümdür bir yandan bunun için hazırlık yapıldığını, bir yandan da eski defterlerin yavaş yavaş kapandığını (Box R, Tragic Marker, Dark Moon), en azından yeni bir gelişme olana kadar rafa kaldırıldığını görüyoruz. Bu yeni gelişmelerin de Kyouko'nun kariyerinde edindiği yeni tecrübeler vasıtasıyla oluşacağını tahmin ediyorum.

Hepimiz Kyouko'nun rolü alacağından fazlasıyla emin konuşuyoruz ama nedense Kyouko'nun kariyeri fazlasıyla hatasız gidiyor. Eninde sonunda bir başarısızlık yaşaması lazım. Ne de olsa mangaka bu kısmının gerçekçi olması için çok çaba gösteriyor. Box R reytinglerinin düşüklüğünü sanırım yenilgi olarak niteleyebiliriz. Açıkçası bu ninja rolünü gerçekçilik adına kaçırırsa çok üzülürüm. Bir yandan da sadece seçmelere katılmasının bile uzun bir süreç alacağından eminim. Mangaka bir hiç için bu kadar emek vermez gibi geliyor, ama belli de olmaz. Rolü alsın ya da almasın, önümüzde çok malzeme olduğu kesin. Kyouko, Hiou-kun'un dövüş sanatıyla ünlenmiş büyükbabasından ders alacak, bu bir. Sürekli LME'yi arayıp intikam tehditleri savuran bir tip de var anlaşılan, seçmelerde Kyouko'nun başına bela açacağı kesin. Ama bu tip Kanae ve Chihiro gibi sonradan arkadaş olacağı birisi çıkar gibi geliyor. Belki de Love Me bölümüne yeni bir üye geliyordur ha? Diziyi sürekli erteleyen aksilikler ve bunların nedenleri açıklanacak, bu da üç.

Kyouko'nun talip olduğu Momiji rolü bana göre epey gelecek vaat ediyor. Ninjaları çok severim, ayrıca Nakamura-sensei'nin naif shoujolardan daha farklı, daha erkeksi üslubu var, aksiyona çok yatkın. Kyouko'yu kötü adamları hevesle döverken görmeyi çok isterdim doğrusu. Ayrıca dönem dizisi olduğu için dekorda, kostümlerde geleneksel Japon esintileri göreceğiz anlamına geliyor. Mio, Natsu, Setsu... Hepsini çok sevsem de Momiji onun en ilginç rollerinden biri olacak bence. Asıl ayrıntıyı da atlarsak olmaz tabii: Momiji aynı zamanda Kyouko'nun aşk içeren ilk rolü olacak. Karşılıksız olmasının yanında, aşık olduğu adamın Kanae'nin oynayacağı Chidori karakteriyle flörtleştiğini biliyoruz şimdilik. Yani bir aşk üçgeni diyebiliriz. Kyouko'nun bu ninja Momiji'ye nasıl hayat vereceğini bilmiyoruz ama ilginç olacağı kesin.

Roller konusunda bir sürü tartışma var. Momiji ve Chidori'nin aşık olduğu ana karakteri hangi oyuncu canlandıracak? Kendisiyle daha önce karşılaştık mı? Yoksa ekip Kanae ve Kyouko dışında komple yeni karakterlerden mi oluşacak? Menejerimiz Yashiro daha önce rolün Ren'e teklif edildiğini, ama Tragic Marker programıyla çakıştığı için reddettiğini söyledi. Yazarın bunu bilinçli olarak mı yoksa sadece bize eziyet etmek için mi çıkardığı muamma. Çünkü çekimlerin hala başlamamış olması bir yana, daha yan oyuncular seçilmiş değil. Ren'in diğer çekimiyse kısa bir süre sonra bitecek. Yani Yashiro şansını zorlarsa Ren'i diziye kabul ettirebilir. Ana karakter için bir başka oyuncuyla KESİN anlaşıldı mı bilmiyoruz ama Ren onay verdikten sonra oyuncu değişikliği yapabilirler. Yani umut var. Eğer Ren oynarsa büyük bir gelişme olur. Bir yandan hepimiz gelecekte Ren ve Kyouko'nun başrol oynadığı bir romans projesi umut ediyoruz. Aynı projelerde bu kadar sık yer almaları gerçekçilik açısından uzak olabilir. Bu yüzden eğer seçme şansım olsaydı, ikincisini tercih ederdim. Ayrıca Ren bir şekilde bu diziye dahil oldu diyelim. Kanae ve Ren'in tamamen rol yapacak olmasına rağmen Kyouko'nun gözü önününde flörtleşmesini istemezdim. Kanae, Kyouko'nun ilk kız arkadaşı. Bir erkek yüzünden bozulan arkadaşlıklar görünce kalbim fena kırılıyor. Shou yüzünden bulamadığı 'kanka'sını LME'de buldu Kyouko, hatta Maria gibi bir kız kardeş bile edindi. Bunlar Skip Beat dünyasını güzel yapan detaylar. Sadece gönül ilişkilerine yönelip arkadaş, aile gibi unsurları karakterlerin hayatından silen hikayeler hep eksik, yarım kalıyor bana göre. Gerçek hayatta da bu geçerli.

Momiji'yi oynamak Kyouko'nun kariyerinde nasıl bir basamak oluşturur şimdiden tahmin etmek mümkün değil. Ama platonik aşık bir karakteri oynaması Love Me üyesi olarak gelişimine katkı sağlayacağı besbelli. Ren'e olan hisleri sayesinde bu rolü becerebileceğinden fazlasıyla emin görüyoruz Kyouko'yu. Ama Chidori karakteri ile rakip olacaklarının belirtilmesi beni düşündürüyor. Belki Kyouko duygularını fazlasıyla pasif bir şekilde, uzaktan, belli etmeden yaşıyor olabilir ama ninjamızın aynı yolu izleyeceği ne malum? Belki de Mimoji sevilmek için savaşmayı seçecek. Belki de Kyouko, Momiji'yi oynarken Lory'nin kendisini neden "Love Me" bölümüne koyduğunu anlayabilir. Şu anda annesinin sevgisini kazanmak için savaşmayı kafasına koymuş durumda. Ren'in sevgisi için hemencecik savaşmaya başlayacağını hiç sanmıyorum, çünkü bunun önünde başka türlü engeller var: Ren'in "birini" sevmesi ama kendine sevgiyi yasakladığı için birlikte olamayacakları gibi dramatik zırvalar, pislik Shou'nun Kyouko'yu memlekete geri yollama planları vb gibi... Bu rolden sonra umuyoruz ki tıpkı Ren'in geçmişini kabullenip kendine koyduğu yasakları kaldırdığı gibi Kyouko da katı kurallarını biraz esnetir, bariyerlerini biraz yıkar.

237. bölümü dört gözle beklesem de Skip Beat'in yavaş ilerleyen bir manga olduğunu unutmamak lazım. Şu birkaç (belki daha fazla) bölümde olan biteni anlamamızı sağlayacak başlangıç yapacağız ve hikayeye geçeceğiz sanıyorum. Bu sefer şikayet etmeyeceğim, sabredeceğim. Kyouko git gide kendine daha çok güvenen, ayakları yere basan, olgun bir oyuncu haline dönüşürken tıpkı çocuğum büyüyormuş gibi hissediyorum. Yeni bölümlerin bol aksiyonlu geçeceği aşikar, umarım absürt SB komedisini de araya serpiştirmeyi unutmazlar. Ne de olsa bu aralar Kyouko'yu biraz üzdüler. Ama Kyouko umutlu, ben de umutluyum. Ay resmen onun adına gaza geldim, haydi hayırlısı.

Yorumlar

  1. Bayadır güzel skip beat yorumlarını okuyayamıyorduk,çok güzel yazmışsın yine klavyene sağlık :D son chapter'larda milletin neden çıldırdığınıda anlamış oldum sayende,çizimlere bakarak pek bir şey anlamamıştım da :D ufaktan bir heyecan yaptım son chapterlar baya hüzün dram karışıktı bir yenilik geliyor sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sanırım herkes olanlardan çok olacaklar için heyecanlandı. Normalde hafif bir manga olduğu için bu kadar dram fazla kaçabiliyor. Hadi bakalım yeni eğlenceli bir şeyleri hakettik artık^.^

      Sil

Yorum Gönder